BAŞKAN YARDIMCISI MESAJI

 

Biyopsikososyal bir varlık olarak tanımlanan insanın ferdî ve sosyal hayatında yaşadığı süreçlerin pek çok bağlantılı alanları mevcuttur. Her ferdin ana rahmine düşmesinden önce planlanmış hayat sürecine, ana rahmine düşmesiyle birlikte irtibat alanları sürekli artmaktadır. Bu irtibat alanlarının da hayat yolculuğunda onu biyolojik ve psikolojik açıdan etkilediği gibi bunun topluma yansımaları ile ekonomik, sosyal, hukuki uzantılarıyla da yüzleşmekteyiz. Bu çerçevede her türlü bağımlılık, hem bundan faydalanan finans odaklarının ilgi alanı olmakta hem de bunun zararlarıyla yüzleşen sağlık kuruluşlarını, sosyal yardım kuruluşlarını, asayişi sağlamakla mükellef kurumları ve hukuk alanını ilgilendirir hâle getirmektedir.

İHH’nın yayınladığı araştırmanın istatistiksel sonuçlarına göre;
‘’Ülkemizde sigara, alkol ve uyuşturucu maddeleriyle tanışma ve madde kullanım yaşı giderek düşüyor. 12-17 arası gençlerin büyük risk altında olduğu saptanmıştır. Türkiye’de uyuşturucuya başlama yaş ortalaması 20.8’dir. Uyuşturucu öncesi tütün kullanım oranı %81, alkol kullanım oranı ise %38’dir. %82’si madde kullanmaya esrar ile başlamıştır. %74.4’ ü maddeyi ilk kez arkadaş veya çevresinden temin etmektedir. %36’sı maddeye merak etkisiyle başlamıştır. %55.3’ü bağımlı olduğunu ifade etmektedir. %55.6’sı uyuşturucu madde kullandığı için sosyal güçlük çekmektedir. 2019 yılı verilerine göre hayatının herhangi bir döneminde madde kullananların %94.2’si erkek %5.8’i kadındır. %64’ü ortaokul ve ilkokul düzeyinde eğitime sahip olup %89.6’sının annesi ev hanımıdır. Bağımlı gençlerin annelerinde ilkokul ve ortaokul eğitim düzeyi %94.8, babalarında ise ilkokul ve ortaokul eğitim düzeyi %88.8’dir. %49.9’u maddeyi kendi evinde kullanmaktadır. %85.5’i aile fertleriyle birlikte yaşamaktadır. %71.2’si 15-24 yaş arasında uyuşturucu kullanmaya başlamıştır.’’

Kapitalist düzenin ve onun etkisiyle şekillenen sosyal hayatın büyük fırtınalar ile gençlerin heves ve arzularını tahrik ederek oluşturduğu yutucu dalgaların ortasında, gençlerimizin güvenli bir liman ihtiyacı çok daha net ortaya çıkmaktadır.

Liman Ayık Yaşam Derneği, bu ihtiyacın görülmesi ve arka plandaki manevi boşluğun fark edilmesi ile gençlerin sığınacağı alanı oluşturmayı kendisine bir görev bilmiştir. Bu alanda faaliyet yürüten pek çok kurumsal yapının açık bıraktığı manevi boyut nedeniyle arzu edilen düzeyde bu sığınaklar korunma ve kurtuluşun zemini olamamıştır. Özellikle bu boşluğu doldurma hedefiyle kurulan derneğimiz; bu alanda ortaya koyulan bütün tıbbi, psikolojik, sosyal ve teknolojik kaynakları da sistemine dahil ederek bağımlılık yapıcı her türlü hâlin ıslahı ve toplum hayatının sağlığı için ülkemizin ve insanlığın hizmetine sunma çabası güdecektir.

Kendi hayatlarımızın ve toplum geleceğinin sebepler dahilinde teminatı olarak görülen gençlerin hayatı için bu dokunuşun ne kadar önemli olduğunun farkındayız. Bu farkındalıkla, gönüllülük esaslı olup yüksek motivasyona sahip olan profesyonel ekibimiz ve bu işi sahada tecrübe ederek bilimsel bilgi ile harmanlayan bağımsızlık yolcuları ile birlikte el ele bu önemli yaranın tedavisi için gönüllerimizi birleştirdik.

Kutsi bir görev olarak algıladığımız bu çabalarımızın insanlık ve toplum nezdinde karşılık bulacağından endişe etmemekle birlikte maddeden bağımsız bir dünya hayalimizin sağladığı güçlü motivasyonla elimizdeki tüm imkanları yeni gelişmeleri de takip ederek bu alanda en üst düzeyde kullanmayı hedefliyoruz. Bu birlikteliğin oluşturduğu manevi atmosferin de en büyük dayanağımız ve başarı kaynağımız olacağına inanıyoruz.

Dr. Hakan Yalman

Liman Ayık Yaşam Derneği Başkan Yardımcısı